Kocaman yürekli kadınlar

Yıllar önce taze bir ikiz annesi iken bir mail grubumuz vardı, yirmiküsur aktif yazışan anne idik. Çoğul bebek annelerinin şıp diye anlayacağı birşey belki bu; dayanışırdık. Derdimiz, şaşkınlıklarımız, yorgunluklarımız, içimizden taşan sevgi… Anneliğin tüm dolu dolu hallerini konuşur, yazışır, dayanışırdık. Yıllar geçti, çocuklarımız büyüdü, biz de alıştık, az yazar olduk. Ama arkadaşlığımız hep baki.

Bugün yine yazışıyoruz birkaç anne ile. Kendiliğinden… Ne ikiz analığı, ne de annelik halleri bizi bir araya getiren. Koruyucu anneyiz hepimiz. Paydamız bu. Paydamız yaşamımıza kendi ellerimizle ve yüreğimizle kattığımız çocuklarımız. Beş aylıkken, iki yaşında, altı yaşında, dokuz yaşında… Fark etmiyor. Kimsesiz ve desteksiz kalmış bir yavru kuşun kanatları olmaya karar vermişiz hepimiz. Onlara uçmayı öğretiyoruz. Yuvada kaldıkları aylara ve yıllara bağlı olarak o kadar farklı sıkıntıları anlamak, adını koymak, düşünmek ve çözmek durumundayız ki, dayanışmanın gücüne yaslanıyoruz.

İyi ki varlar. Çünkü bazen bu yolculuğun çalkantıları bizi yoruyor. Hatta çok çaresiz ve bir başına hissettirebiliyor. O zamanlarda insan çok şey söylemeden onu anlayacak bir can arıyor. Sessizce anlaştığın, sadece ‘haklısın’ı duyduğun bir arkadaş. İki su damlası gibi yan yana…

Her biri kocaman yürekli birer kadın. Ufacık tefecik olsalar da, cesurlar. Hayata karşı değil, hayatın içinde cesurlar üstelik. Yani bu bir direnme, mücadele hali değil; çağıl çağıl akan suyun içine atlayıp yüzme cesareti, kanadı altındaki küçük kuşlara da bir arada yüzmeyi öğretme cesareti. İyi ki varlar. Onlarla sohbet ettikçe kendimi sanki büyümekte olan bir küçük kız gibi hissediyorum. Yaşım ne olursa olsun onları dinliyorum, bir başkasının yolculuğundan neler neler öğrenebilirmişim bu yaşımda, şaşırıyorum.

Arada bir gündelik fotoğraflar paylaşıyoruz. Hani çocuklar karne alırken, parkta koşuşturken, ya da bir akşam ev hallerinde yaramazlık yaparken… Ve bir diğerimizin ellerinde şekillenen o küçük kalplere bakıp gurur duyuyoruz. Çocuklarımızın gözlerinde geçen her bir yılın artırdığı o belirgin ışıltıyı görüp, gururlanıyoruz.

İyi ki varlar. Yalnızlık duygusunun ilacı oldukları için; Ankara’da, Amasya’da, Rize’de, Eskişehir’de, İstanbul’un bir başka köşesinde kocaman yürekli bir kadının daha varlığını bilmeme neden oldukları için; bir güzel canın daha bir yuvada huzurla uyuduğunu bilmeme neden oldukları için. İnsan olmanın ne denli biricik olduğu hatırlattıkları için. Gülen gözleri ile hayata anlam kattıkları için…

About limonatta

Hem ikiz annesi, hem de minik adamın koruyucu annesi. Çocuklarıyla birlikte öğrenmekten keyif alanlardandan.
Bu yazı koruyucu aile içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s