Oğlum yıldızları seviyor. Ve aydedeyi. Karanlık çöktüğünde camdan bakıp arıyor sevdiklerini. Bazen diyorum ki, bugün hava kapalı Mimu, yıldızlar bize göz kırpmıyor. Ya da, Aydede gizlenmiş bu gece, bulutların arkasına. Ama sen uyusan bile orada olacak, merak etme.
Twinkle twinkle little star’ı izliyoruz sık sık: Bir küçük baykuş elinden tutuyor yıldızın, gökte uçuyorlar. Eğer Mimu o gece biraz gerginse, biraz kızgınsa birşeylere, hemen rahatlıyor. O güzel sesiyle şarkıyı mırıldanıyor, kendince.
İşte böyle anlar aklıma geliverince, düşünüyorum. Aslında sevdiklerimize organik bir bağla tutunmamız gerekmiyor. O bağ gizli. Ama var. Ben biliyorum, o biliyor. Bu da yetiyor sevgimizin hayat bulmasına, yeşermesine.
Kaybetmekten korkmuyor musunuz, diye soruyorlar bana. Yollarınız ya ayrılırsa bir gün, ya gitmesi gerekirse? Korku insana ait bir duygu, elbette korkarım bu ihtimal karşısında. Ama tıpkı aydede gibi, araya bulut da girse ben oradayım Mimu için. Hep olacağım. Hep olacağız. Onun bir aileye ihtiyacı vardı. Ve oldu. Artık yalnız değil. Hayatında ona ninni söyleyen bir aydedesi, sıkıldığında göz kırpan yıldızları var.
Öğrenmenin yaşı yokmuş. Ben Mimu ile bambaşka bir anneliğin var olduğunu öğrendim: Korkularıma rağmen adım atabileceğimi, uyuyan bir miniğe ninni söylerken hep onun için orada olacağıma söz verebileceğimi, bu sözümü karanlık gecelerde dahi tutabilmeyi dilemeyi… Öğrendim. Kimbilir daha neler neler öğreneceğim onunla birlikte. İşte bu yüzden mırıldanmaya devam:
Twinkle twinkle little star, how i wonder where you are…
Yine çok duygulu bir yazı olmuş.. yine yerinizde olmak istedim.. umarım hiç ayrılmaz, gönlünüze göre büyütürsünüz tatlı oğlunuzu
Çok sağolun, dileğim hep bu yönde benim de
Bugün başladım sizi takibe. Hep istediğim şeyi yapıyorsunuz. sizi kutluyorum.
Teşekkür ederim, dilerim aynı yolda yürürüz