Koruyucu annenin diyecekleri…

Bu yaşamda beni su üzerinde tutan bir güç varsa eğer o da, öğrenmek. İyi ya da kötü ne ile karşı karşıya kalırsam beynim, kalbim öğrenmeyi seçiyor. O yüzdendir ki ailemle, De, Do ve Mimu’yla ilgili hikayeler okuyorsunuz bu blogda. Ne öğreniyorsa kalbim, paylaşmak istiyor. İstiyorum ki, bir başkası daha sorusuna cevap bulsun. Takıldığı bir engel varsa önünde, üzerinden geçebilsin.

Mimu ile buluşalı bir yılı geçti. Artık aile dengelerimiz yerini buldu. Yani içe dönük olan konsantrasyonum yavaştan dışa açılıyor. Son zamanlarda koruyucu ailelik kavramı ve pratikleri üzerine daha çok düşünüyorum. Her ailenin itici gücü başka, bunu biliyorum. Ama birkaç başlık var ki, bence hepimizin üzerine kafa yorması gerekli. Yabancı kaynakları okuduğumda da benzer konular görüyorum. Öyle ise ben yazayım, düşünmesi sizlere kalsın.

Bu bebekler, çocuklar ‘şanslı’ değiller. Biliyorum, birçoğunuz karşılaştığımızda bunu iyi niyetle söylüyorsunuz: Ah çok şanslı Mimu. Hayır, değil (iç sesim: ‘biz’ şanslıyız aslında..). O ve arkadaşları bu dünyaya bir-sıfır geride başladı. Hepsinin öyle ya da böyle uzak kaldığı duygular, bilemediği kavramlar var yaşamlarında. Belki bizimle birlikte birçoğunu DEV adımları ile kazanmaya çalışıyorlar. Ama unutmayın, bu bir şans değil. Bu bir var olma gayreti. Koruyucu aileliğin temelinde bu var olma gayretine el uzatmak yer alıyor. Biz onların bu hayattaki elleriyiz. Tutunamadıkları, erişemedikleri dallara yetişmelerine yardımcı olacak elleriyiz.

Lütfen onların yanında, onlar yokmuş gibi konuşmayın. Yaşları küçük olabilir ama tıpkı sizin çocuklarınız gibiler. Akıllılar, algıları açık. Hatta inanın belki normal bir aile hayatında yetişmiş bir çocuktan çok daha açık. Merak ettiğiniz sorular olabilir, çok doğal. Sormadan önce iki kere düşünün. Bu anne tam da bu anda bu soruya cevap vermek ister mi? -Nerede kalmış daha önce? Çocukların zihinlerindeki yansımayı düşünün; Nerede mi kaldım, benim evim burası değil mi? -Ailesi var mıymış, görüşüyorlar mı? Ailem yok mu, var işte, yanımda ya… -Hatırlıyor mu şunu/bunu/yuvayı? Şu/Bu? Onlar da kim? -Söyleyecek misiniz? Üstü kapalı sormuş da olsanız merak ettiğiniz soruların cevapları basit değil. Ve aslında onların ruh sağlığından daha kıymetli değil. Bunu unutmayalım.

Anne-babalık yöntemlerimizi çabucak yargılamayın. Her şey göründüğü gibi değil. Ya da maalesef alışık olduğunuz gibi değil. Birçok miniğin yaşlarına ve yaşadıkları şartlara bağlı olarak, getirdiği alışkanlıkları var. Ve bu alışkanlıkların bir kısmı standart aile yaşantılarımıza o kadar çabuk uyum sağlayamıyor. Ve biz anne-babaları olarak onlara bir yandan yeni şeyler öğretmeye çalışırken bir yandan da bir güven bağı kurmaya çalışıyoruz. O güven olmadan hiçbir şey olmuyor aslında. Ne yaparsa yapsın, nasıl hissederse hissetsin o miniğin DAİMA yanında olacağımıza dair bir güven bu. Biyolojik çocuklarımızın nefes alır gibi otomatik olarak içine çektiği bu güveni miniğimize önce damla damla veriyoruz. Ve sonra nefes almanın kendiliğinden olduğunu öğretir gibi öğretmemiz gerekiyor. Hiç kolay değil. O kadar gel-gitli bir yol ki bu.

Belki arkadaşlarım, yakın çevrem şaşırıyor olabilir. De ve Do için kurguladığım daha kuralcı (her zaman içinde sevgiyi koşulsuz barındıran bir otorite elbette) gözüken anneliğimi Mimu için daha geniş tutuyor gözükebilirim. Evet, öyle. Ama böyle olması gerektiği için öyle. Küçük oğlumuz bana, babasına bağlılığını sağlamlaştırdıkça aile kurallarımızı, aile olmanın tatlarını almaya başladı.

‘Biz’ler yüce insanlar değiliz. Gayet normaliz. Aslında çok teşekkür ediyorum şimdi buradan. Bu yola çıktığımızda etrafımızdaki her bir arkadaşımız, tanıdığımız bize sevgilerini, en güzel dileklerini, hatta takdirlerini iletti. Bu güzel dilekler büyük bir destek. Hepsinin kalbimde ayrı yeri var. İnanın bu bir yücelik değil, sadece bir seçim. Ve her seçim gibi kendi zorluklarını barındırıyor. Ne denli okursak, araştırırsak araştıralım aslında aniden bilmediğimiz bir yola giriyoruz, hem de ailemizin tüm fertleri ile. Ve kapılar kapandığında kendimizle baş başayız. Öğreniyoruz gün be gün, evet. Aynı yoldan yürüyenlere soruyoruz. Anlık keşfettiğimiz çözümlerle hareket ediyoruz. Daha önceki ebeveyn tecrübelerimizle cevaplar bulmaya çalışıyoruz. Okuyoruz. Ama aslında yalnızız. O yüzden tüm güzel takdirlerinizin ardında, bizimle aynı yolu seçin ya da seçmeyin, koruyucu ailelerin yaşadığı badirelere açık olmanızı diliyorum.

Son söz… Koruyucu anne baba olmak harika. Bir miniğin MUTLU büyüdüğünü görmekten daha tatmin edici hiçbir duygu bilmiyorum. Mimu’nun her bir yeni keşfinde sanki az gecikmiş de olsa, kendinden emin yürümeye başlayan yavrusuna bakan bir anne-baba gibi eşimle göz göze geliyoruz. Onun adına sonsuz gurur duyuyor ve büyük bir aile olmanın tadını her geçen gün daha çok çıkarıyoruz.

kafadarlarım

About limonatta

Hem ikiz annesi, hem de minik adamın koruyucu annesi. Çocuklarıyla birlikte öğrenmekten keyif alanlardandan.
Bu yazı genel içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

8 Responses to Koruyucu annenin diyecekleri…

  1. tuba c. dedi ki:

    Umarım yazılarınıza “ben de koruyucu anneyim” diye cevap yazacağım günler de gelir.. Çevrenizden ve ailenizden destek almanız ne büyük şans.. Ben daha düşünce aşamasındayım ve herkes beni vazgeçirmeye çalışıyor…
    Ailecek çıktığınız bu yolculukta yolunuz hep açık olsun, hep mutlu olun..

    • limonatta dedi ki:

      Daima yanınızdayım, sorular endişeler olursa

    • Müge dedi ki:

      Tuba hanım, ben de sizin gibiydim. Ne zaman bu konuda isteğimi belirtsem önüme hep sıkıntılı sorular konuldu. Bir ay kadar önce eşimle konuyu aramızda netleştirdik ve bizi destekleyeceğine emin olduğumuz iki üç dosttan başkasına söylemedik konuyu, ailelerimize bile 😉 Bugün gittik ve başvurduk. Küçük yürek ne zaman hayatımıza katılırsa, herkes o zaman öğrenecek. Size naçizane önerim; bu konuyu çok fazla kişiyle konuşmamanız.
      Sevgiyle kalın

      • tuba c. dedi ki:

        Müge hanım ne mutlu size… Benim durumumda olumsuz düşünen ne yazık ki uzak çevremden değil.Keşke öyle olsaydı…Maalesef eşim istemiyor. Umarım onun da kalbine benim kalbimdekiler düşer bir gün…
        size şimdiden yavrunuzla mutlu bir ömür diliyorum.sevgiler

      • limonatta dedi ki:

        Müge Hanım ne mutlu size! Bol şans diliyorum yeni yolda.

  2. hafize dedi ki:

    anneler konuşuyor videonuzu izledim ve çok etkilendim. eşim de ben de ya koruyucu aile olarak ya da evlat edinerek bir çoçuğa sevgimizi, ilgimizi vermek istiyoruz.
    benim henüz 3 yaşında olan bir oğlum var. sadece endişelendiğim konu şuan başka bir çocuğun ailemize katılması onu nasıl etkiler.
    biraz daha büyüyüp konuyu anlayacağı zamana kadar beklemek mi gerekli kafam karışık. ama mimu’ yu görmeden çok sevdim ve çok çok duygulandım.
    güzel ve kocaman yüreğinizi -sizin, de, do ve eşinizin – tebrik ediyorum.

    • limonatta dedi ki:

      Çok memnun oldum sizin de aynı yolculuğa niyetli olmanıza. Her yaşın yaklaşımı farklı, aslında küçükler herşeyi daha olduğu gibi kabul ediyorlar. Siz ev düzeniniz ve önceliklerinizle alakalı kararlarınızı aldıktan sonra bu adımı daha rahat atarsınız. Anne baba kararlı olunca çocuklar da daha kolay kabul ediyor değişimleri. Yine konuşuruz. Sevgi ile 🌸

  3. Burçin dedi ki:

    Merhaba,
    Koruyucu anne olmayı çok istiyorum ve sizi de bu şekilde tanıdım.Bir kız bir oğlan 6 yaşında ikizlerim var benimde.Siz ikizlerinizle çok sorun yaşamamışsınız onları büyütürken anladığım kadarıyla.Ama benim oğlum aynı Memo gibi.Lütfen daha çok yazın bana ışık oldunuz.Çocuklarınızla ne tür oyunlar oynuyorsunuz bu konuda yazarsanız çok sevinirim.
    Çocuklarınızla mutlu günler dilerim

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s