Kanatlarınız var mı?

Yine eskilerden önemsediğim bir konu, ikizannelerinde yazmıştım ilk önce. Anne arkadaşlarımla da ara ara hep bahsederiz bundan, bir şekilde. Kanatlarımız…

Anne olduktan sonra, hele de, aynı yaşta ya da yaşları yakın birden fazla çocukla geçiyorsa hayatımız, çoğumuzun hissettiği ortak duygu bu; bir nevi onlar için yaşıyoruz. Gönüllü, sorgulamadan, arzu ile. Anneliğin doğasında var bu arzu, bunu çok iyi hissediyorum ama öyle bir tempo ki bu, bir süre sonra “ya ben?” diyor içeriden cılız bir ses. Genelde bastırıp devam ediyoruz yola. Oysa, hakikaten de, anne mutluysa mutlu çocuk. Ve annenin mutluluğunda, kanatlarını yitirmemesinin payı büyük. O nedenle soruyorum aslında arada bir kendime ve diğer annelere:

Kanatlarınız var mı?

“Çocukların köklerine ve uçmak için kanatlara ihtiyacı vardır” demiş Goethe. Gerçekten de doğru.

Can alıcı bir soru sorsam sizlere: Acaba kanatlara kavuşmalarını ne kadar yürekten diliyoruz? Babalar adına konuşmayım, bu işi onların sözcülerine bırakmalı. Ama anneler olarak sanki hepimizin içinde bir ses dürüstçe “bilmem ki, evet ama…” demiyor mu? Annelik başlı başına bir tutma hali. Tıpkı kökler gibi. Doğası gereği öyle. En başından organik bir bağla bağlanmıyor muyuz çocuklarımıza? Göbek bağı başka nedir ki?  Onu, yaşam halkalarının kurulduğu ilk andan itibaren tutmaya, taşımaya, büyütmeye yönelik işliyor bedenimiz, hormonlarımız. Gerçek bir koruyucu.

Büyüyorlar, parmaklarından tutuyoruz; yürümeyi öğrenirken zarar gelmesin diye. Hep arkalarında duruyoruz; koşarken kötü düşmesinler diye. Biraz zaman geçiyor, birlikte dolaşmaya çıkıyoruz, bir elimiz hep ellerinde. Bir yandan da eğitmeye çalışıyoruz şu hormonları: Hep tutma, bırak yürüsün, bırak koşsun, bırak düşsün hatta! Ama o gözümüz hiç uzaklaşmıyor üstlerinden. Yuvaya, okula başladıklarında biz bırakmayı öğreniyoruz biraz biraz, onlar bırakılmayı. Ama çocuklarımız el sallayıp da içeri girene dek, hangimizin gözü başka bir tarafa kayıyor? Hatta ayrılıp işe doğru yürürken aklımız bırakıyor mu onları kolayca?

Nereden nereye geldim… Pekala, diyelim eğittik kendimizi. Diyelim anneliğin sırf tutmaktan ibaret olmadığını; el vermenin, onu kendi başına güçlü kılmanın kıymetini keşfettik. Kanat takabilmelerini nasıl öğreteceğiz? Biz kanatlanmamışsak eğer bunca yıl, bir uzun yaşam, onlara nasıl yardım edeceğiz? Ya… Yine oklar bize döndü değil mi? Hayat böyle işte. Kendimize bakmadan bir başkasına katkı koymak neredeyse imkansız.

O nedenle sevgili anneler: Biliyorum çok zor, biliyorum zamansızız, biliyorum yorgunuz, koşturup duruyoruz. Ama çocuklarımızın önünü açacaksak eğer, eğer onlara kanatlanmayı öğreteceksek bir gün, kendimizi unutmayalım. Bizi mutlu edecek, özgürleştirecek uğraşları sorgulayalım. Çocuklarımız hayatı keşfetmeyi öncelikle bize bakarak öğreniyorlar. Cesaretlerinin de, korkularının da kaynağı bizleriz. Kanadı kırık bir annenin yavrusu uçabilir mi, ne dersiniz?

About limonatta

Hem ikiz annesi, hem de minik adamın koruyucu annesi. Çocuklarıyla birlikte öğrenmekten keyif alanlardandan.
Bu yazı kanatlar, mutlu anne içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

5 Responses to Kanatlarınız var mı?

  1. berrin dedi ki:

    sevgili asli
    harika bir yazi.. cocugu ozellikle birden cok cocugu olan bir annenin donup dolasip tekrar okumasi gereken bir yazi..ellerine saglik..

  2. limonatta dedi ki:

    berrincim sağol. Ben de kendi adıma arada bir dönüp yeniden okuyorum, tam da dediğin sebepten… Kaybolmak çok kolay çünkü. Sevgiler.

  3. Gamze Başol dedi ki:

    Aslı’cım, çok ama çok iyi bir annesin. De we Do çok şanslı iki melek. 🙂 Seni gururla izliyorum. İyi ki dostumsun… Anlattığın-paylaştığın her şey için çok teşekkür ederim.

  4. alev dedi ki:

    Canımcığım,
    iyi ki annesin, iyi ki güzel kanatların var! Ve eminim ki De ve Do da senin gibi uçacaklar:))) Duygularına ve düşüncelerine sonsuz katılıyorum. Zaten onları svemek önce kendimizi sevmek olduğuna ben de inanıyorum, çünkü gerçekten varlığımız ve paylaşımlarımız onları ayakta tutan ve mutlu eden! Biz mutlu değilsek, onlar da “yarı mutlu ” ortalarda dolaşıyorlar!
    Anneler gününü en içten dileklerimle kutlarım, mutlu günler dilerim!

  5. Geri bildirim: On yılda bir… | Çocuklar Büyürken

Gamze Başol için bir cevap yazın Cevabı iptal et