Erguvanlar, ortancalar

Ne zaman sağda solda, sıcak yaz günlerinde top gibi açmış ortancalar görsem hamileliğimi hatırlıyorum. De ve Do doğmadan önce, Maçka’daki o küçük evimizin, küçük ve güzel terasında ellerimle diktiğim ortancalarım vardı. Bahar aylarında büyüdüler, ağırlaşan göbeğimle zar zor yürüyerek onlara hep su verdim. Temmuz’da, dört kişilik aile olmamıza çeyrek kala terasta dinlenirken onlara bakıp gururlanırdım, nasıl güzel büyüttüm sizleri diye.

1gun kala

Sonra De ve Do doğdu. Ortancalar yalnızlıklarına terk edildi sanki. Öyle yoğun ve yorgun günlerdi ki ilk aylar, öyle tecrübesizdim ki annelikte; ortancalarımı ihmal ettim. Onlar da küstü bana. Bir daha hiç öyle neşeli ve canlı olmadılar.

Yine o zamanlar, iş yerimin penceresinden gördüğüm bir erguvan ağacı vardı, heybetli. Nisan sonunda kocaman açardı dallarını ve etrafında ne varsa kucaklardı. Bu mor sarmala baktıkça yaklaşan anneliğimi hayal ederdim. De ve Do için tuttuğum güncede erguvanlardan bahsederdim, bir haftada dünyamızı nasıl renklendirdiklerinden, bizi nasıl da heyecanlandırdıklarından.

erguvan

Artık ne o küçük teraslı evde yaşıyoruz, ne de o heybetli ağacı görüyorum iş yerimde penceren. Ama her yıl erguvanlar açıyor Boğaz’da, her mayıs yeniden mor sarmallar dokunuyor yeşillere. Ortancalar yok belki balkonumuzda ama ne zaman birinin bahçesinde görsem onları, anneliğimin o tecrübesiz ve yorgun günlerini hatırlıyorum… Gülümsüyorum. Erguvanlar ve ortancalar… İyi ki varlar.

About limonatta

Hem ikiz annesi, hem de minik adamın koruyucu annesi. Çocuklarıyla birlikte öğrenmekten keyif alanlardandan.
Bu yazı mutlu anne içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s