Bir kedim var, adı Gümüş. Onu sevmeye 17 yıl önce başladım. Küçücük gri bir top olarak girdi hayatıma, kaldırım kenarında yürürken. Haftalarca bir kafeste izledim oysa onu, petshop satmaya çalıştı, kimse almadı. Her önünden geçişimde ‘benimle yaşasa’ dedim içimden, ve sonunda bir gün sokakta korka korka yürürken buldum onu. Kucakladım. Eve geldik. O günden beri kıymetlim.
Bugün De ve Do için de kıymetli. Onunla büyüdüler. Gümüş merakla ama uzaktan izledi bebekliklerini. Üç yaşlarındayken onlar uyumadan çıkmadı ortaya. Ne zaman ev sessizleşirdi, o zaman gelir otururdu yanımıza. Sonra önce De ile bağ kurmaya başladı. Yumuşak huylu kızım onu alıştırdı kendine. Usul usul sevdi, okşadı ve Gümüş’e çocuklarla bir arada olmayı öğretti sanırım. Şimdi Do’nun da kıymetlisi. Ne zaman evde bir yere saklansa Do’yu alıyor bir telaş; ya hastaysa, ya öldüyse, ya onu orada kapalı unutur da çıkarsak evden.
Ailemizden bahsederken beş kişiyiz diyorlar hep. Anne, baba, De, Do ve Gümüş. Tüm aile resimlerinde ona yer var. Ona özel hediyeler yapıyorlar. Daha küçüklerken yuvacıklar yaparlardı ona atık kutulardan, oyuncaklardan, kumaşlardan. Şimdi artık yemeği var mı, suyu mu bitmiş hepsi çocukların da ilgi ve sorumluluk alanı içinde. Ben unutsam onlar unutmuyor. Geçen pazar balkonda bir kova gördüm, içinde biriktirilmiş yağmur suyu. Bu nedir nedim, Gümüş’ün dediler. Bitkilerin dibinde biriken suları içmeyi seviyormuş ya, onun için özel toplamışlar bu suları.
Onları bir arada izlemek çok iyi geliyor ruhuma. De’nin bir pamuk yığınına yumulur gibi sarılması, Do’nun kalbindeki tüm sevgisini bir kadife patiyi tutarken ortaya çıkarması. Ders çalışan Do’nun sandalyesine ilişiyor kimi zaman, ya da rüyalara dalmış De’nin yastığında buluyorum kimi gece. Gümüş’e teşekkür ediyorum içimden, ve hatta bazen dışımdan. Bir çocuğun isteyebileceği en güzel, en yumuşak başlı kedi olduğu için. Bir tek gün bile endişe etmedim yan yanalarken. Hatta endişe ettiysem çocuklardan yana değil de Gümüş’ten yana endişe etmişimdir. Do az uğraşmadı yatakların altından onu çekip çıkarmak için, az buz kovalamaca oynamaya kalkmadı onunla. Şimdi Gümüş yaşlı, onun yaşının büyükanneden bile büyük olduğunun farkındalar. Kimse peşinden koşturmuyor allahtan.
Küçük gri kadife kızımız, iyi ki varsın. De ve Do’ya koşulsuz sevgiyi sen öğrettin bence. İyi ki bulmuşum seni sokak aralarında yıllar önce. Elime doğmadın ama bu aralar doğum günün olmalı, öyle tahmin ediyorum. İyi ki doğmuşsun, iyi ki ailemizin bir parçası olmuşsun. Seni çok seviyoruz…