İki hafta önceydi. Minik adamla ilk kez o zaman tanıştık. Hayat bazen kısacık anlarda şekilleniyor, ne acaip. O günün sonunda eşimle birbirimize bakıp, tamam dedik; yola çıkıyoruz. De ve Do’ya kararımızı aktarmak, bir hafta boyunca minik adamla bir arada bulunmak ve bağlanmasını sağlamak, çocukları birbiri ile tanıştırmak, gün bitip de ayrılırken aklını arkada bırakmak… Uzun süredir kalbimin böyle yorulduğu bir zaman olmamıştı. En son gün minik adam ağladı, ağladı, ağladı. Ditme! dedi. Elime yapıştı ve olduğu yere çakıldı sanki. Ancak, uyuyup uyanınca onu alıp abi ablaya götüreceğimi defalarca anlattığımda sakinledi. Ertesi gün minik adam bizimle bambaşka bir dünyaya adım attı. Eşimin güzel ifadesiyle ‘bir haftalık annesinin elinden tuttu ve o kapıdan çıktı’.
De ve Do bir günde abi abla oldular. O gün okuldan eve heyecanla, merakla, koşar adım döndüler. Bu minik adam, artık De ve Do’nun peşinden koşacak, onların gözünün içine bakacak, onlar ne yaparsa aynısını başarmak için uğraşacak. Günler akıp gidecek, bir sabah bakacaklar ki üç kardeş olmuşlar. Kandan değil, varsın olmasın. Kalpten…
Ben minik adama bir masal yazdım bile. Büyüdükçe anlayacağı, kabul edeceği ve hep bileceği bir masal bu. Her çocuğun kendine ait bir masalı olur. Kimi küçük yaşta anne babasının yollarının ayrıldığını anlar, kimi yavru kedisine kavuştuğu günü unutmaz, kimi bilir ki uzaklardaki büyükannesi artık melek olmuş, kimi bambaşka bir ülkeye yerleşir ve yeni bir dille anlaşmayı öğrenir… Minik adamın da masalı bizimle yön değiştiriyor. Ben hep anlatacağım. Buluşmamızı, alışmamızı, heyecanlarımızı, şaşkınlıklarımızı, korkularımızı, biriktirdiğimiz sevgimizi… Zor mu? Evet. Güzel olan herşeyde olduğu kadar. Evimize bir anda yeniden küçük bir çocuğun hareketliliği düşüverdi. De, Do ve baba alışacağız bu değişime elbette. Gümüş de kaçmamayı öğrenecek bir süre sonra, minik adam kovalamayı bıraktığında. Yeniden bulyaplar, legolar, hamurlar, yeniden bebek bardakları, çatal kaşıkları, yeniden pusetler. Yeniden hoşçakal bez, merhaba külotlar. Yeniden haydi uyusun ayıcıklar, tavşancıklar… Hepsi sil baştan ama keyifle. Minik adam büyüyecek, masalı ile beraber. De ve Do büyüyecek, ikiz kardeşlikten abi ablalığa geçerek. Çocuklar büyürken biz de büyüyeceğiz baba ile. Geniş aile olmayı öğreneceğiz.
Minik Adam’la masalınız beni bir hoş yapıyor, ağlamaklı, gülmekli yapıyor…
O kadar sevgi dolusunuz ki ailece sevgiler saygılar sunarım
Yüreğimde hissettim.
Öyle bir masal ki bu, büyülü sevgi yumağı her parçasında beni ağlatan. Dualarım sizinle…
aglamandan okumamak mumkun degil mutluluk gozyaslari ama en guçlu oldugum ana sakladim yine de okumayi , iyiki varsiniz dunyayi daha guzel bir yer yapiyorsunuz. sizi seviyorum 🙂
Bestecim çok sağol. Aslında birçoğumuzun içinde olan bir güç bu, sadece doğru zamanı beklemek gerekiyor…
Aslicim oyle buyuk bir yuregin var ki. Minik adam cok sansli. Harika anlatmissin.